Amway ürün pazarlama sistemi
Amway’in haksız rekabet yaptığını söylemiştim. Şimdi bunu biraz daha netleştirmek istiyorum. Yukarıdan beri anlattıklarımızı hafızamızda tutarak üzerine şunu ekleyelim. Bu propagandanın arkasından gelen süreç Amway’e üyelik sürecidir. Bir evin hanımının – ki genelde hanımlar üzerinde çalışılıyor- üye olması demek o evin ebediyete kadar Amway ürünleriyle dolup taşacağının garantiye alınması demektir. Çünkü üye olan kişiye “-Bu kaliteli(!), konsantre ve organik(!) ürünlerin satış fiyatı diyelim 25 tl ; fakat sen üye olduğun için 17 tl ye alabileceksin” denilmekte böylelikle o hanım kalite- konsantire ve organik ürün kullanma adına bu ağa iyice bağlanmaktadır. Artık verdiği 17 tl yi de seve seve vermekte ve bu hususta hiç itirazı olmamaktadır. Çünkü başkaları yani üye olmadan sadece ürün kullananlar kendilerinden aynı ürünü 25 tl ye aldıklarından kendilerinin verdikleri onyediler yirmi yediler gözlerine gelmemektedir. Böyle 1000 üyenin olduğunu düşünün; bu bir ticari şirket için sorgusuz sualsiz net para demek değil midir? Burada rekabet düşünülebilir mi? Peki Amway hakkındaki “haksız rekabet” iddiamız buna göre yerli yerince bir iddia değil midir? Çünkü insanların akıllarını yalanlar ve garip iddialarla; mesnetsiz dayanaksız sözlerle çeliyor ve kendi şirketinizin tüm ürünlerine adeta abone ediyor ve onları her daim sizden alışverişe mecbur ediyorsunuz. Bunun adı “haksız rekabet”ten başka ne olabilir?
İnternette gıda raporu sitesinde ki şu yorum dikkatimi çekti paylaşıyorum.
“Ticaretin, alışverişin bir usulü vardır. Bir mala ihtiyacım varsa araştırır keseme uygun olanı beğenerek alırım. Fazla reklam yapan bir dükkana da uğramam. Yok komşunun kızı Amway üyesi olmuş, yok öğretmenimiz Amway satıyormuş; yazık alalım diye insanlar istismar ediliyor. Adam gibi diğer firmalar gibi satış yapsa ya!! O ZAMAN BAŞKA BİR ŞEY VAR BU İŞTE.”
Puan kandırmacası
Üyeler aldıkları ya da alıp sattıkları ürünlerden ürünün maddi değerine göre “puan” almaktadır. Belli bir puanı almak sayesinde kendisine dönen alışverişine oranla mini mini paralar üyeyi sevindirmekte ve “hem kullanıyorum, hem satış yapıyorum, hem kazanıyorum” anlayışını kazandırmaktadır. Fakat asıl puan nerede biliyor musunuz? Sıkı durun “Asıl puan Amway’e üye kazandırmakta”dır. Onun için Amwaycilerin üzerinde asıl durdukları konu asla ürün satışı değil Amway’e üye yapmaktır. Yukarıda bir üyenin şirket için nasıl bir kazanç olduğunu açıklamıştım. Amway için “üye” demek abonoman müşteri/ müzmin bir alıcı ve sonuç olarak kaçınılmaz kar demektir. Bir evde bir Amwayci varsa artık o evin mutfak, banyo, tuvalet, genel temizlik ve kozmetik ihtiyaçları Amway’dan alınacak demektir. Bunun ne anlama geldiği açıktır. Onun için Amwayciler asıl olarak üye kazanma peşinde koşar ve sırf üye yapmak için bu ürünlerin –asılsız- üstünlüklerini(!) anlatadururlar. Her bir Amwayciye o çok abartılan maaş edebiyatını gerçekleştirmesi için puan kazanmanın önemi gayet iyi anlatılmıştır. Fakat diyelim Amwayci o ay yeterli üye kazandıramamıştır. Bu sefer ürün alımı yoluyla puan kazanılmaya ve hedef puana ulaşılmaya çalışılır. Bunun için gerekli ya da gereksiz bir sürü ürün sipariş edilir. Tabi siparişler banka yoluyla olduğundan borçlar bankada birikecektir. Satılsın ya da satılmasın Amway parasını bir güzel alır. Bir Amwaycinin sözüne ya da maaş bordrosuna değil, bankalara olan kredi kart borçlarına bakınız. İşte o zaman amwaycinin gerçek yüzünü öğrenmiş olursunuz.
Puan için bir başka yol da hediye tuzaklarıdır. Diyelim şirket o ay 2000 puana bir hediye ürün vermektedir. İhtiyaç olmasa da 2000 puanlık ürün alınır. Hatta bunlar ziyan olacak ve kolay satılmayacak ürünler bile olabilir. Fakat artık iş işten geçmiştir ve her fiyasko, üyeyi kumar gibi daha çok hırslandırarak kendi batağına gömmeye devam eder. Kredi kartları borçlarla dolar taşar fakat hırs Amwaycinin gözünü açtırmayacak kadar müzminleşmiştir.
Bu “puan” meselesinin üyelere verdiği hırsla Amwayciler sokak sokak mahalle mahalle hatta şehir şehir gezerek Amway’e üye yapma peşine düşerler. Kendi özel araçlarıyla ve tamamen kendi üslendikleri yol ve kalma masraflarıyla şehir dışı seyahatler yaparlar. Şimdi soruyorum bu iş karlı olabilir mi? Gideri gelirinden kesinlikle çok daha fazladır Amway’in. Fakat iş gereği Amwayciler kendileri çok zengin ve refah içinde göstermeye çalışırlar. İnsanlara maaş bordrolarını gösterir fakat o paraları nerelerde yediklerini açıklamazlar. O paralar da Amway uğruna harcanmaktadır çünkü. Amway işinin bir sahtekarlığı da işte buradadır. Yüksek maaşlar yüksek giderlere aktarılır. İşte gariplik burada başlamaktadır: Bir Amwayci şu anlattığımız zararlı işi, bir hayat tarzı olarak benimsemiş bulunmaktadır. O bu işe asla “kar ya da zarar” olarak bakamaz. Mesela o kendi parasıyla Amway için şehir dışına gitmişse zaten seyahat etmiş(!), otellerde kalmışsa hayatın tadını çıkarmış(?), insanları üye yapmak için peşlerinde koşmuşsa belki hayatını biranda değiştirebilecek birisiyle karşılaşmak(!?) uğruna bunu yapmıştır. Onun ailesi Amway; dini cemaati amwayciler; gözü kulağı aklı fikri hep amway satışı ve üyeleri olmuştur. Biz bu işe “batıl bir din ya da tarikat” yakıştırması yaparken işte bunu söylemek istiyoruz: sonuç olarak Amway bunun için masum olamaz! Amway masum bir ticari şirket değildir. Beyin yıkayan ve fanatikler yaratan, para dinine müminler toplayan bir deccal kuruluştur Amway.
Amwaycilerin çalışma şartları nedir?
Amwayciler ısrarla kendi işlerinin patronu olduklarını ve mesai saatlerini kendilerinin belirlediklerini söylerler. Bundan büyük yalan olamaz. Çünkü bir Amwaycinin asıl patronu ne zaman telefon edip görüşmek isteyeceği belli olmayan herhangi bir müşteridir. (Potansiyel)Müşteri çoğunlukla Amway’e üye olmak istemektedir. Fakat randevuyu da kendisi vermektedir. Çünkü Amwayci ona ulaşmak için her zaman hazır olduğundan randevuyu müşteriden alır ve çoğunlukla insanların işlerinden evlerine döndükleri saatlerde Amwayci yollarda müşterisine ulaşmak için koşuşturmaktadır. Akşam 18:00 de işten çıkan biri 18:30 a randevu vermekte buluşma ve iş anlatmadan sonra Amwaycinin evine dönüp çoluk çocuğuna kavuşması normal olarak 21: 00 ya da daha geç olmaktadır.
Normal işlerde çalışanlar ancak Cumartesi ve Pazar günleri boş olduklarından randevularını da ancak bu günlerde verebiliyorlar. Bu da amwaycinin tatil günlerinde bile iş kovalamakta olduğunu güzelce izah eder.
Hele bitmeyen iş ve ev toplantıları
İş toplantılarının haddinin hesabının olduğunu düşünmek mümkün değildir. Ben size gece toplantılarından bahsedeyim. İş toplantısı adı altında akşam yemeği için biraraya gelen amwayciler gece geç saatlere kadar (gece 00:02,00:0 3 gibi) birarada erkekli kadınlı toplantılar yapmaktadırlar. Müslüman hanım ve erkeklerin bu toplantıları nasıl benimseyebildiklerini anlamak gerçekten çok zordur. Fakat hatırlayın Amway kendisinin de aynı zamanda bir aile olduğu iddiasını dillendirmektedir.
İş seyahatleri ise başka bir dert.
Ayda bir İstanbul’da yapılan büyük beyin yıkama; yüceltme ve onure etme operasyonlarına katılmak mecburidir. Biletlerinin parasız olduğunu düşünürseniz Amway gibi kurnazlar ve uyanıklar şirketine haksızlık edersiniz. Bilet en az 30- 50 tl dir.
İş seyahati ile ilgili olarak mesela herhangi bir müşteri Türkiye’nin en uç yerinden de telefon edip görüşmek isteyebilir. Amwayci için yapılacak şey bellidir. Telefonun diğer ucunda ki kişi amwaycinin hayatını değiştirecek kişi(!) olabileceğinden yollara düşülür ve günlerce oralarda gezilir iş anlatılır.
Şimdi bu hususta internette dolaşan şu yorumlara dikkat etmenizi rica edeceğim. Öncelikle yorumların geçtiği yerleri vermek istiyorum:
“Zehra” adlı yorumcu şunları söylüyor:
“Adem bey! Bu amwayciler garip insanlar doğrusu…. Komşum bu işi yapıyor ve Antalya’ya seminerlere gidiyor ve evi açık; tanımadığı insanlar, o yokken de onun evine doluşup yine başka Amway seminerleri yapıyor; Ayda 6 milyar kazanıyorum diyor ama 6 lirasının bile sefasını süremiyor, çünkü ürünlerin belirli miktarda satılması ve hep üye yapma zorunluluğu var . Sattığın detarjanların birini bari evinde kullan! Ev mezbelelik gibi… Çocuklar komşulara emanet… Niye???? -Burdur da üye olacak var! Oraya koş! Denizli’de var! Buraya koş; avcılık yapıyorlar. Çok yazık! Bu iş yüzünden bir evini satmış. Nasıl bir hırstır, hala devam ediyorlar.. İnsanları yasal şekilde sömürüyorlar. Çok yazık!!!
Ürünler organik mi?
Yorumcu devam ediyor:
Kimyasal yok! Diyorlar; mümkün değil; ben ve kuzenim kimyacıyız ve o Amerika’da iyi bir üniversitede bir şekilde Amway ürününü incelemişler ve (Amway ürünlerinde)her firma(nın ürününde) bulunan kimyasal (madde kadar) kimyasal var. O “zoom” deterjanında sadece koku verici esans kullanmamışlar; bizimkiler de koku yok diye doğal sanıyor aldanmayın dikkat edin; lütfen!..”
“Ayhan” adlı yorumcunun sözleri de düşünmeye değer:
“Deterjanda kimyasal madde yok diyenler bunu bilimsel olarak açıklayabilir mi lütfen?
“Cevaba gerek yok” deterjan kesinlikle kimyasal(bazik) bir üründür. Siz hiç tarlada yetişen bir deterjan gördünüz mü de organik yada zararsız diyebiliyosunuz.”
“Mehmet Emre Baş” ise şunları diyor:
“Amwayci olmak, amway misyoneri olmak sizin tercihiniz. Ama piyasada satılan onaylı deterjanların kanser yaptığını fakat el altından satılan amway ürünlerinin ise sağlığa yararlı geldiğini söylemek için çok makul belgeleriniz de olmalı. Sonradan görme şeklinde konuşmamak lazım.”
Bir Amwayci hanım evde..
Amwayci bir hanım yorgun argın evine gelip çoluğuna çocuğuna da bakamaz. Her yerden gelen telefonlarla siparişlerle günün son dakika ve saatleri de heba olur. Çoluk çocuğa ve hala boşanmamışsa eşine mutsuzluk ve ümitsizlikten başka bir şey kalmaz. İnternette bununla ilgili de birçok ifşaat bulunuyor. http://www.gidaraporu.com/amway-benzerlerinin-batakliginde-musluman_g.htm
Bunlardan en çok dikkatimi çeken bir ikisini buraya almak istiyorum:
“Yahu kardeşim hala bu saçma sapan işlerle uğraşıyorsunuz. Benim en yakın arkadaşım eşinden bu yüzden ayrıldı. Gece saat 3 te eve gelen kadından ne beklersin sen. Kadın o kadar vicdansızlaşmış ki Mahkemede hakime “Eğer çocuğu üzerine alırsa, benim başıma bela etmezse hemen boşanırım. demiş. Amway Bizim kültürümüzü yok ediyor emin olun”
“Kesinlikle size katılıyorum eşimin bir yakını bizi zorla Amvay’e girmemizi istiyor; yapıştı(lar) mı üye olmadan bırakmıyorlar. Arkadaşlar konu para kazanmaksa çoook çalışmadan mümkün değil. Gece 3 olmasa bile çok yoğun çalışmalısın. Eşinden, çocuğundan, zamanından çalmadıkça zümrüt, bakır her ne ise asla olamazsın. O çok kazananlar eş, anne olduğunu unutuyor.”
Hele şu yoruma hak vermemek mümkün değildir:
“Ben de eski bir amway üyesiydim bıraktım; faydasını görmediğim gibi (zarar edip) içeri girdim… Maneviyattan kaybı hiç sormayın.. Kaç arkadaşım bu işte boşanma aşamasında…. Kaç arkadaşım çarşafını çıkardı ve (güya) modernleşti.. Bu işte manevi kayıp çooooooook müslüman akıllı olmalı.”
Amway’in yurt dışı seyahatleri de tam bir kandırmacadır.
İnsanları sizi yurt dışına seyahate götürüyoruz. Sizin asla kendinizin gidip göremeyeceğiniz yerlere Amway sizi götürüyor. İşte bu tatillerle hayallerinizi gerçekleştiriyoruz denilerek 1 yıl boyunca herkese ve her yerde propaganda yapılmaktadır. Evet bu büyük muhteşem tatil kaç gün olabilir dersiniz? Yolun harici sadece 3 gün. İşte 1 yıllık uzun ve şaşalı tatil edebiyatının meyvesi üç günlük bir seyahattir. Bu durum size neyi anlatıyor? Siz bunun arkasında dürüst bir zihniyet arayabilir misiniz? Tatili kazanan bu şanslıların her birine gittikleri yerin ve Amway’in resimleri olan ve oradan Türkiye’deki adreslerine postalanmak üzere 1000 lerce kartpostal verilir. Çünkü başkalarını avlamak ve onları da Amway üyeliğine ikna edebilmek için için ancak böyle kurnazca bir yol izlenmelidir. 3 günlüğüne seyahat edilir, Amway sizi masalsı yerlere gönderiyor denilerek yıllarca propaganda ettirilir. Bu işte dürüstlük nerede? Fakat belli ki riya ve gösteriş her yerinde.
Amway hayat tarzı İslam diniyle bağdaşabilir mi?
Asla bağdaşamaz! Çünkü yukarıdan beri açıkladığım fikirler özetle her ne olursa olsun para kazanma fikri İslam’daki zühd ve takva idealleriye çelişir. Amway’in öğretileri olsa olsa Musa a.s. ın kavmindeki büyük kapitalist Karun’un öğretileridir. Peygamberlerin böylesi bir öğretilerinin olduğunu düşünmek mümkün değildir.
Amway işinde İslam’a uymayan bir diğer konu ise haremlik selamlığa dikkat edilmemesidir. Bir Amwayci işi dinlemek isteyen müşterisinin cinsiyetine bakmaz. Onu herhangi bir yerde evde ofiste cafede karşısına alır ve beyin yıkamayla eşdeğer propagandasını yapmaya başlar. Bunun caiz olmadığı bellidir.
Ayrıca Amway şirketi ABD de ki iki partiden biri olan cumhuriyetçilerin destekçisi olan bir firma olduğu bilinmektedir. Demokratların karşısındaki cumhuriyetçilik akımı bizdeki aşırı sağcılığa, -ırkçılık ta diyebilirsiniz- tekabül etmektedir. Bu cumhuriyetçiler hem Türkiye’nin hem de tüm Müslümanların can düşmanlarıdır. Irak ve Afganistanı işgal edip milyonlarca müslülümanı mağdur eden G. W. Bush bir cumhuriyetçiydi. Bu cumhuriyetçiler ellerinden gelse yeryüzünde tek bir Müslüman ve Türk koymama azmindedirler. Ermeni lobilerinin en önemli destekçileri işte bunlardır. Amway ise bunlarla çok yakın bağlantıları bulunan bir şirkettir. Hatta milyonlarca Müslümanın katledilmesi milyonlarca çocuğun yetim bırakılması ve yüzbinlerce Müslüman kadının ırz ve namusuna el uzatılması ile kafalara kazınan Irak savaşına finanse eden şirketlerden biridir Amway.
Amway ya da diğer tüm gayri müslim ülke ve şirketlerin tamamı bizim için milli olmayan ve sakınılması icabeden kurumlardır. Bugün buna dikkat etmezsek yarın bu kafir şirketlerin finanse edeceği savaşlarda kendi ellerimizle onların ceplerine koyduğumuz paralarımızla bizleri öldürürler. Bu durum artık bilinmeyecek bir şey değildir. Kafirleri dost tutmamalıyız. Kendi sanayimizi kendi bilişim ve iletişim teknolojimizi çoktan üretir hale gelmeliydik. Bunu bugüne kadar yaptırmayanlardan da hesap sormak zamanı çoktan geçmektedir. Üç buçuk deterjancının kozmetik pazarlamacısının ellerine düşmek kendimizi aşağılamaktan başka ne olabilir?
Yorumculardan bazıları ısrarla peygamberimizin Yahudilerle ticaret yaptığını söylüyorlar.
Elbette pegamber herkesle ticaret yapmıştır. Fakat kuralları hep kendisi koymuştur. O bir Yahudinin ya da başkasının ticari anlayışına teslim olmamıştır. Mesela Hz. Peygamberin Medine’ye hicret ettiğinde ilk yaptığı iş Yahudilerin ele geçirdiği Medine pazarında ticaret yapmak değil; boş bir arazide sıfırdan yepyeni bir ticari pazar oluşturmak olmuştur. Böyle akıllı ve işbilir bir peygamberin Yahudilerle de ticaret yaptığını söyleyerek Amway işinde çalışmayı meşrulaştıranlar gayet büyük bir aldanma içindedirler; hatırlatıyoruz.
Çarşaflı/ pardesülü hoca Amwayciler..
İşte burada bir süre durup düşünmek gerekiyor. Çarşaf/ pardesü giyen hocalar bile bu işi benimseyerek girmişler ve sohbet sonrası satış ve Amway üyeliği diyebileceğimiz büyük garabetlere imza atmaktadırlar. Böyle insanların ne yaptıklarının farkında olmadıklarını kesin bir şekilde ifade etmeliyim. Bu olabilecek en çirkin davranış ve dini dünyaya alet etmenin dini istismar etmenin en daniskasıdır. Bu davranışı sadece o an açlıktan ölüyor olma gibi bir durum belki meşru kılabilir. Bunun dışında buna cevaz bulmak mümkün olmaz. Bir defa açlıktan kurtulduktan sonra da aynısını tekrarlamak doğru değildir. Derhal bir başka iş bulmalıdır. Açlığın giderilmesi için ticaret yapma zorunluluğu da yoktur. Hizmet sektörüne de gidilebilir. Önemli olan kendini bu ne idüğü belirsiz İslam ve Müslüman düşmanı şirketlere kullandırmamaktır.
SONUÇ :
Bu işi yapmak caiz değildir. Bunun bir çok sebebi vardır. Bunlardan sadece biri bile bu işi yapmamak gerektiğini ortaya koyar. Özetleyecek olursak bu işin dürüst bir iş olmaması; İslami hayat tarzına, zühd ve takvaya en önemlisi de aile kurumuna zarar veren bir iş olması; Amerika gibi İslam ve Müslüman düşmanı bir ülkenin şirketi olması; bu ülke içinde İslam’a ve Türklere en çok düşman olan cumhuriyetçileri desteklemesi bu şirketle hemen şimdi tüm bağlarımızın kopartılması için en belirgin sebeplerdir.
Amerikan’ın İslam düşmanı olduğu iddiası bazılarına garip gelebilir. Halbuki bundan daha açık ve net bir şey olamaz. İsrail yaptığı tüm katliam ve çirkinliklerini Amerika’nın himayesinde yapmaktadır. Sovyetler yıkıldıktan sonra Amerika kendisine küresel çapta bir düşman bulma telaşına düşerek bu düşmanın İslam ve Müslümanlar olduğunu ilan etmiştir. Amerika düşmansız yaşayamaz mı? Hayır! Çünkü Amerika’nın en önemli geliri “silah sanayi”dir. O da Yahudilerin elindedir. Amerika’nın karnının tok olması için mutlaka bir yerlerde savaş çıkması ya Amerika’nın kendi müdahale ederek yahut silah satarak bu tokluğunu sürdürmesi gerekir. İşte size bununla ilgili basında çıkmış taze bir haber: “Amerikan ekonomisi savaşla büyüyor ve ABD’nin savaş yapmadığı zaman ekonomisinin teklediği en yetkili ağızlardan ifşa edildi.”
Türkiye’nin bile başına bela olmuş tüm darbeler, tüm Ergenekonlar ve tüm terörün arkasındaki asıl unsur ABD’dir. 80’den önce sağ sol kavgasını çıkartan da Amerika’ydı. 80’den sonraki PKK’yı üreten de içimizdeki Amerikan unsurlardır. Güneydoğuda PKK ya Amerikan çekiç gücünün destek verdiği çok yazıldı ve söylendi. Ergenekon ülkemizdeki Amerikan işbirlikçilerinin en önde geleniydi. İşi bitti ve çöpe gönderildi. Her yıl Amerikan senatosunda bize gözdağı verilerek tartışılan “ermeni yasası”nı hatırlayın. ABD Türkleri sevse her yıl bu salakça yasayı parlementosunda tartışır mı? Demek ki ABD sadece Araplara Afganlara değil bize de çok zararlı bir ülkedir. Onun için onun şirketlerine karşı dikkatli olmalı; colasını pepsisini içmemeli; Mcdonals gibi ürünlerini yememeliyiz. Dinimize bir güzel sarılıp atalarımız Osmanlı ve Selçuklular gibi Adaletli ve insancıl bir süpergüç olmalıyız. Bu konuları iyice anlamak isteyenler için Hindistan tarihini; nasıl sömürgeleştirildiğini ve Hindistan’da İngiliz ürünlerine karşı verilen “pasif direnişi” araştırmanızı ve ibret almanızı tavsiye ederim. Son olarak şu haber linkiyle yazımı noktalamak istiyorum: “Amerikan ordusunda eğitim hedefleri : Kuran; örtülü Müslüman hanım; cami.”
Duamızın sonu alemlerin Rabbi Allah’a hamdü senadan ibarettir.